Yaşayan Kütüphane

İf İstanbul kapsamında 19-20 Şubat'ta yine Yaşayan Kütüphane vardı ve ben yine oradaydım : ) Hangi kısımdan başlayıp anlatsam bilmiyorum : ) Etkinlik öncesi yapılan toplantıda şöyle bir olay oldu: bir kısmını önceden tanıdığım için ekipte yer alacak arkadaşlarla samimi bir muhabbetin içindeydik, o sırada yine ekipten; ama muhtemelen yeni katılanlardan biri arkadaşlarımdan birinin yanına gidip benim kim olduğumu sordu. Bir süredir beni kestiği için ben de çaktırmadan dinlemeye başlayacaktım ki arkadaş baya da yüksek sesle "bana niye soruyorsun kızım kendisine sorsana" deyince bir anda herkes oraya odaklandı, ben de "Merhaba ben Berk" deyip elimi uzattım, "merhaba ben de... Hangi ekiptensin?" dedi. Ben de "ben kitabım" dedim. "Aa? Hangi kitap?" dedi. "Trans Erkek kitap" dedim, yarı anlamamış yarı şaşırmış baktı : ) Sonra da bir daha kestiğini görmedim : D Birkaç kişiyi daha benim kitap olduğuma inanmazken ya da trans kitap olduğuma inanmazken yakaladım ve bolca güldüm : )
Ertesi gün kütüphane başladığındaysa her zamanki gibi kütüphane açılır açılmaz okuyucu geldi, toplamda belki 5dakika mola verme fırsatı bulmuşumdur, o kadar çok konuştum yani : ) Gelen insanlar çoğunlukla önyargılı değil meraklıydı, daha önce böyle bir şey duymamışlardı. Ne zaman ve nasıl fark ettiğimi sordular. Geçiş sürecini, askerlik yapıp yapmayacağımı sordular diğer kütüphanelerde olduğu gibi. Üç farklı grup yabancı okuyucum olunca onlarla da İngilizce "okuma" yaptık :)

Bu kütüphanenin en ilginç yanı, daha önce kütüphaneden bir arkadaşımın bahsettiği bir trans erkeğin önce ablasının sonra eski sevgilisinin beni "okumaya" gelmesiydi. Ablasıyla beraber yaşıyormuş arkadaş... Ablası çok destekleyiciydi, blogun da okuyucusuymuş, hoştu sohbet gerçekten. Eski kız arkadaş için aynılarını söyleyemeyeceğim, artık sevmediği için ayrıldığını;ama karşı tarafın trans kimliği yüzünden terk edildiğini düşündüğünü söyledi... Ben de bunun çok yaşanan bir şey olduğunu anlattım. Ben şahsen hiç transseksüel olduğum için terk edilmedim; ama onlarca trans erkekten bunu duyuyorum, dedim. Sonra ilişkileri üzerine konuşmaya başlayınca kız arkadaşın cinsiyet geçiş sürecini çok fazla sahiplendiğini, hatta bunun ilişkinin ana hedefi haline geldiğini, iki kişinin başaracağı bir iş gibi anlaşılmaya başlanır olduğunu keşfedince trans arkadaşın birçok transın düştüğü bir hataya düştüğünü fark ettim: bu sürecin tek kişilik bir mesele olduğunu gözden kaçırmak...  
Bir çok kötü, bir de zor sayılabilecek okumam oldu. Çok kötü okuma İngilizceleri de çok kötü olan 5 farklı ülkeden 1i kadın 5 kişiyle yaptığım okumaydı... Azerbeycan, Gürcistan, Ukrayna vb. ülkelerden geliyorlarmış... Yarabbi! Kadın sordu sordu sordu... Cinselliğime, kız arkadaşımın tatmin olup olmadığına kadar sordu! "Sen içini ferah tut, seks hayatımız gayet güzel" dedirtti en sonunda! İngilizcesi de kötü olduğu için she/her kullanıyor, düzelttim, Gürcüce'de de bizdeki gibi "o" varmış, o yüzden hep karıştırıyormuşmuş, fırçayı yiyince bir daha karıştırmadı >:) Diğer zor sayılabilecek olanda da dönme, dönmüş gibi bir yerden gidiyordu, o arkadaşı da genelde kullandığımız terimlerle tanıştırınca zorluk kalmadı... 

Velhasıl yorucuydu; ama kütüphane yine güzeldi. Yine olsa da yine gitsek : )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

lütfen başlıkla ilgili yorum yazın, bana ulaşmak için transsicko@hotmail.com adresini kullanabilirsiniz