"Kitap" Olmaya Veda

Bu Mayıs ayı benim için çok yoğun geçti. Yaşayan Kütüphane'nin çoğunlukla üniversite şenliklerinde yer alıyor olması zaten yoğun olan programımı daha da yoğun yaptı. İlk hafta sonu Ankara Yaşayan Kütüphane, onun ertesi günü sürpriz bir şekilde ortaya çıkan Bilkent, ikinci hafta sonu Eskişehir Yaşayan Kütüphane, 29-30'unda Yıldız Yaşayan Kütüphane... Hepsi ikişer günden... Üstelik İTÜ ve Kalamış'tan da çağırdılar, gitmedim! Bir kere buna bu kadar çok vakit ayırırsam kendi işlerimi yetiştiremezdim, dahası ikişer gün, onar okuma, iki veya üç kişi ortalama... Belki 100 kere, belki 250 kişiye aynı hikayeyi anlatmak demek bu. Her seferinde okuyucudan gelecek her şeyi, mutlu edecek de olsa kırıcı bir şey de olsa, baştan kabul etmek demek ki bu insanın ruhunda belli bir ağırlığa yol açıyor. Dahası sürekli anlatarak kendi gerçekliğine yabancılaşmak demek ki bu hem okumaların içtenliğini, hem benim kendimle ve hikayemle bağımı tehlikeye sokabilecek bir şey... Uzun lafın kısası, Yaşayan Kütüphane'de kitap olmaya bir müddet ara veriyorum, vaktim uygun olursa belki ekibe katılırım, diyorum artık...

Bu kütüphanelerde yaptığım en iyi şey belki blogu duyurmak oldu, küçük kağıtlara adresi ve blogun adını yazıp yazdığım kağıtlar tükenene kadar dağıttım : ) Henüz izleyici sayısında bir değişiklik yok ama okunma sayısında var galiba. En azından bunu okuyanların izleyici olarak beni daha çok yazmaya teşvik etmesini umuyorum ; )

2 yorum:

  1. Bilgisayarımı açar açmaz ilk durağım senin bloğun oluyor :)

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim valla motive oldum :-)

    YanıtlaSil

lütfen başlıkla ilgili yorum yazın, bana ulaşmak için transsicko@hotmail.com adresini kullanabilirsiniz