Hacettepe'de Cinsiyet Geçişi Süreci

Aileme açılmamı anlatmıştım. Doğrudan bir üniversite hastanesinin psikiatri servisine gitmeyi istemem onları rahatlatmıştı (onları diye bahsediyorum; ama siz annemi anlayın; çünkü babam %97 ne düşündüğünü anlayamayacağım kadar suskundu)... İnternetten rastgele bir prof. seçtik. Önceliği Hacettepe'ye verdim, neden bilmiyorum (aslında Ankara Üniversitesi'nde birçok doktor/cerrah tanıdığımız var ve hematolojik rahatsızlığım orada takip ediliyor, yani belki daha kolay olabilirdi benim için, bunu ancak şimdi akıl edebiliyorum), sanırım Hacettepe'de daha önce bunun yapıldığını duymuştum. Zaten tüm bunları düşünecek durumda değildim, ilk adımı atmak, bir an önce atmak çok daha öncelikliydi.



Üniversitenin internet sitesinden bir isim seçtik: Prof. Dr. Aylin Uluşahin. Özel randevu aldım. Annemle birlikte gittik. Nasıl hissettiğimi, annemlere anlattığım gibi, terminolojiyi kullanmaktan kaçınarak anlattıktan sonra birkaç soru sordu: göğüslerimi ne zamandır sardığımı, lisede etek giymekten rahatsız olup olmadığımı, ne zamandır böyle düşündüğümü vb. O sırada aileme açıldığımı ve bu sırada karşılaştığım sorunları da dinledi. Sonra annemi odaya, yanımıza aldı, süreçle ilgili bilgilendirdi ve 2 ay sonraya randevu verdi.



2.5 ay sonra gidebildiğimde (özele gitmeye kalkınca 200'ü tosluyosun mecbur, kendim karşıladığım için tam 2 ay dolunca gidemedim) ismimi seçmiş ve çok başka bir farkındalık düzeyine varmıştım ve dedim ki: "geçen geldiğimde benim adıma aileme transseksüel olduğumu açıklanızı beklediğimi fark ettim, şimdi böyle düşünmüyorum, kimsenin bana erkek olduğumu söylemesine gerek yok. " ismimi seçişimi anlattım ve yarım saat sonra 3 gün sonra (kurul o zaman olduğu için) beni kurulla görüştüreceğini söylemişti bile! Kurula girmek çok şey demek! Kocaman, büsbüyük adım! Evrak işlerini hallettikten sonra eve döndüm.



Kurul günü, oraya gittiğimde trans olduğunu anladığım 2 başka kişi daha oradaydı, yanlarına gittim, konuştuk... Eskişehir'de sıkıntı yaşamışlar (daha doğrusu 5 yıl oyalamış onları ordaki üniversite daha hormona bile başlamamışlar), Hacettepe sigortalarından karşılamaya çalışacağını vaadetmiş vs vs.



Neyse doktorum ve sanırım asistanı eşliğinde kurulun yapılacağı binaya doğru gittik (giderken boy ve yakışıklılık bakımından diğerleriyle kendimi kıyaslamaktan kendimi alamadım, "erkekler arasındaki çük davası" bu galiba). Biz üçümüz orda bi yerde oturduk, sonra bi doktor çıktı "Berk" dedi. Ne yalan söyleyeyim kimlik adımla çağırırlar sanıyordum. "Ben mi?" oldum bi an, sonra fırladım. Doktora da İnan olarak çağırılmaya alışık olduğumu söyledim :) içeri girdim. Düzen şu aşağı yukarı bizim oturduğumuz yer 3-5 fersah daha ötedeydi sadece :)


açık mavi benim, lacivert ve kırmızı'ları da cinsiyetlere göre koydum (evet sexist kodları tekrarlamak durumuna düşüyorum; ama öyle gerekti). Sağ yanım pencereydi 2sıra sonu gelmez masa vardı. Sağ tarafta soru grubu, sol tarafta gözlem grubu vardı. Biri hariç tüm soruları soru grubundaki "kırmızı sandalye" sordu.Yanında karınca duası gibi yazı olan kırmızı sandalye doktorumdu. Yanımdaki karınca duası gibi yazıysa masaların şeklinin ve gözlemleniyor olmanın üzerimde yarattığı baskıyı anlatıyor......
Neler sordular? İlk olarak bir ilaç kullanıp kullanmadığımı (T kullanmadığımı söyledim) sonra düzenli kullandığım bir ilaç olup olmadığını (vitamin vb. gibi şeyleri ara ara kullandığımı söyledim) sonra da ilaç kullanıp kullanmadığımı..! Ne zamandır göğüslerimi sardığımı, saçımı hiç uzatıp uzatmadığımı, vücudumda göğüs çevresi, göbek altında örneğin aşırı tüylenme olup olmadığı, adet düzenine dair sorular... En ilginç soru belki sesimle ilgili olandı.Doğrudan aktarılması gereken bir şey:
Madame La "Kırmızı Koltuk": eiiihmms.... Sesin kadın sesine göre biraz kalın...?
Ben: (baskı sonunda yansımış sinirlere hafif gergin) Evet, benim sesim biraz kalındır. Anneminki de biraz kalındır. ("Ne var yani bunda?" demenin, orası için seçilebilecek en kötü versiyonu sanırım).
Ve ameliyat masraflarından haberim olup olmadığı, ameliyatlarla ilgili bilgiye sahip olup olmadığım falan filan hatırladıklarım... A bir de! Nasıl unuturum?! Ta başta hastalığım... Madame La "Kırmızı Koltuk", "hastalık değil ki o" dedi. Ben ilk orda gerildim hatta. Siz daha iyi bilirsiniz, dedim( Ne yani %60 engellilik oranına sahip ve o bunu bilmiyor, yüzlese miydim orda:D ).
Konsültasyon istediler bilindik bölümlerden: Plastik Cerrahi, Endokrin ve Kadın Hastalıkları (mıydı adı?)... Hemen vizelere göre hesaplayıp randevu aldım, Mayıs'ın ilk haftası herbirine bi gün gidip ondan sonra da kısmetse T'ye başlıyorum herhalde:)
to be continued....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

lütfen başlıkla ilgili yorum yazın, bana ulaşmak için transsicko@hotmail.com adresini kullanabilirsiniz