"Habil"ler ile "Kabil"ler


Habil ile Kabil hikâyesini kökeni aslında Sümer Mitolojisi'ne dayanır:
Sümer'lilerin 4 büyük Tanrı'sından, göğün hakimi, Hava Tanrısı, Enlil ''Baba'', her tür ağaç ve bitkiyi filizlendirmeyi ve ülkeye bolluk ve refahı getirmeyi aklına koyar. Bu sırada insan henüz yaratılmamıştır. Enlil, yarı insan yarı tanrı olan iki kişi yaratır. Emeş (Yaz Tanrısı), Enten (Kış Tanrısı). Bu iki ''kardeşe'' özel görevler verilir, bu görevlerin yerine getirilişi ise Sümer Tabletleri'nde şu şekilde geçer:



Enten (Kış Tanrı'sı)dişi koyunlara kuzular, dişi keçilere oğlaklar doğurttu,
İnek ve buzağıyı çoğalttı, kaymağı ve sütü bollaştırdı,
Ovada, yaban keçisi, koyun ve eşeğin yüreğini sevinçle doldurdu,
Gökyüzün kuşlarına - engin yeryüzünde yuva kurdurdu,

Denizin balıklarına - sazlıklara yumurtalarını koydurdu,
Hurmalıkta ve bağda balı ve şarabı bolarttı,
Yetiştikleri her yerde, ağaçlara meyve verdirtti,
Bahçeleri yeşilliklerle kapladı, bitkilerini zenginleştirdi,
Evleklerde tahılı bollaştırdı;
İyi huylu bakire Aşnan (tahıl tanrıçası) gibi gürbüzleşmesini sağladı.

Emeş (Yaz Tanrı'sı) ağaçları ve tarlaları var etti, ahırları ve ağılları genişletti,
Çiftliklerde ürünleri çoğalttı, toprağı donattı ....;
Evlere bol ürün girmesini, ambarlara tepeleme yığılmasını sağladı,
Kentler ve yerleşim birimleri kurdurup ülkede evler inşa ettirdi;
Dağlar boyunca tapınaklar yükseldi.

Görevlerini tamamlayan ''iki kardeş'', babaları Enlil'in yanına Yaşam Evi'ne giderler. Enlil'e ''şükran'' şeklinde armağanlar sunarlar. Yaz Tanrısı Emeş; çeşitli yabanıl ve evcil hayvanlar, kuşlar ve bitkiler götürürken, Kış Tanrısı Enten armağan olarak değerli madenler ve taşlar, ağaçlar ve balıklar seçer. Bazı kaynaklara göre, Enten; Enlil’in kendisine vermiş olduğu görevin altından başarıyla kalkar, hatta kardeşinin işlerine de yardım eder. Hurma ağaçlarını, üzümü, tahılı ıslah eder. Kardeşlerin arasında bir rekabet doğmaya başlayınca Emeş, Enten’in “tanrıların çiftçisi” olma iddiasına meydan okur. Tam Yaşam Evi'nin kapısına geldiklerinde ''kıskanç'' Enten kardeşiyle kavgaya tutuşur. Aralarında büyük bir tartışma başlar. Sonunda Emeş, Enten'e meydan okur.  Enten'in tabletlerde Enlil'e derdini şu şekilde anlattığı görülmüştür:



Enlil baba, bana kanalların sorumluluğunu verdin, bol su getirdim,
Çiftlik üstüne çiftlik koydum, ambarları tepeleme doldurdum,
Evlerdeki tahılı bolarttım,
İyi huylu bakire Aşnan gibi gürbüzleşmelerini sağladım;
Şimdi, ..., tarlalardan bi'haber olan Emeş,
... kolumu ve omzumu itip kakıyor
Kral'ın sarayında...

Habil ile Kabil hikayesinin aksine Emeş ve Enten'in hikayesi Tanrı Enlil, Emeş ile konuşur: “Bütün ülkelere yaşam veren kutsal sular Enten’den sorulur. Tanrıların kutsal çiftçisi olarak, her şeyi o üretir. Emeş, oğlum, kendini kardeşin Enten’le neden bir tutuyorsun?”

Sami mitlerinde gördüğümüz sonucun aksine Sümer’deki anlatıda kavgalarına devam etmezler ve barışırlar. İki kardeş, yeryüzünün yararı ve refahı için akıllıca davranmaya karar verir. 


Emeş, Enten'in önünde diz çöküp, dua etti ona,
Evine bengisu, şarap, bira getirdi,
Yüreği neşelendiren bengisu, şarap ve biradan çatlayınca kadar içtiler,
Emeş, Enten'e altın, gümüş ve lapis armağan etti,
Kardeşlik ve dostluk içinde, neşeyle içki saçtılar...

Bu hikayeyi yazdım; çünkü tam da bugün yaşadıklarımı bu hikayenin bir benzeri olarak görüyorum. Elbette ki Habil ile Kabil gibi bitmeyeceğinden eminim, ne yazık ki Emeş ve Enten'inki gibi de biteceğini sanmıyorum. Halbuki herkesin başka becerileri olmasına ek olarak Trans Hareketi'nin hem yaz hem kış "tanrı"sına ihtiyacı var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

lütfen başlıkla ilgili yorum yazın, bana ulaşmak için transsicko@hotmail.com adresini kullanabilirsiniz