Hareket ve Aidiyet

Yaklaşık 4 yıldır LGBTT hareketin içindeyim, daha az mı daha çok mu bilmiyorum... Açılmamdan önce de hareketin içindeydim; ama Voltrans: Trans Erkek İnisiyatifi kurulana kadar aktif görev almıyordum, çünkü benim gibi insanlarla sosyalleşmek, onları anlamaya çalışmak ve kendimi ifade edebileceğim bir nefes alanı ihtiyacını karşılamaktı tüm derdim. Hak hukuk mücadelesi, örgütlülük benim için en çok Voltrans'la anlam buldu, Voltrans kuruldu kurulalı hayat enerjimin bir kısmını bu işe hibe etmekten mutluluk duyuyorum : ) Tabii Voltrans LGBTT Hareketi içinde bir öz örgütlenme, yani lezbiyen, gey, biseksüel, trans kadın, kendini herhangi bir cinsiyet kimliği veya cinsel yönelimle tanımlamayan tüm insanlarla bir arada olmayı gerektiriyor bu durum. Bunun ne kadar ve neden zor olduğunu anlatmak için yazıyorum bu yazıyı, neden trans erkeklerin harekete dahil olmakta zorlandığı konusunda bir eleştiridir bu, ders çıkarmak isteyene.

Olay şu: Günlerdir hastayım. İki gece önce Türkiye'den ayrılacak bir arkadaşımızın veda partisi vardı Lambda'da, bir soluk almalık oraya gittim. Herkes sigara içiyor çakmak karaborsa, bir süre sonra bende olduğunu öğrenen herkes çakmak istiyor, soranlara uzatıp sigaralarını yakıyorum. Yarım saat önce blogumu çok beğendiğini Fransızca'ya çevirmek istediğini söyleyen bir "tanış" çakmağı çıkarmak için ayağa kalkıp ayaktayken sigaralarını yaktığım için şunu diyor bana: "Heteroseksüel erkek oldun iyice.." Hayır, bunun anlamı "teşekkür ederim" değil. Birçok cevap geçiyor içimden, susuyorum. Bu insan beni ne tanır, ne olmuş olduğum kişiyi bilir, ne de kim olduğuma,olmak istediğime dair birebir konuşmamız geçmiştir. Böyle konuşmalar yaptıklarımdan da bunu yapan var... Bu ne demek, "benim yoldaki insandan bir farkım yok, onlar nasıl kendi ideallerine uyup uymadığını tartıp seni "düzeltme" hakkını kendilerinde görüyorlarsa, ben de bunu yapıyorum" demek, ha idealler farklı, ama fark o kadar, hadsizlik aynı hadsizlik.

Eşcinsel veya biseksüel olup olmadığımın da sorulmasından yıldım. İlk başlarda "beni tutar", "ben beğeniyorum"lar hoş iltifatlardı benim için ve tabii ki translar da biseksüel, eşcinsel, aseksüel veya heteroseksüel olabilir... Belki benim de ilgilendiğim birinin benle ilgilendiğini de öğrenmiş olurdum o yolla; ama mesele bu değil: "koli kültürü" bana hitap etmiyor. "Gey kültürü" olarak sahiplendiğiniz şey bana hitap etmiyor. Müziği de etmiyor, tekrar edilen stereotipler de; pride'da bir günlüğüne tüm aşırılıkları yapıp memeler fora gezip yolda laço alıkıp sonraki gün "normal"i oynamayı da hareketle ilgili bakışımın içine yerleştiremiyorum. Bu yüzden de sizinle birlikte eğlenemiyorum. Ve bu benim "erkek" olmamla ilgili değil, "yoldaki adam"ı model almamla ilgili değil (ki almıyorum), bu kültürü benimsemeyen lezbiyenler, geyler de tanıyorum.

Diğer yandan, ben sıradan bir adamım; evim, barkım, stabil bir yaşamım olsun isterim. Ama bunu trans erkek kimliğimi gizlemeden yapmakta kararlıyım; çünkü ben o çok yakıştırdığınız "yoldaki adam" esvabını sandığınız gibi kabullenmiyorum, "o" olmak için bir isteğim yok. Yarın bir gün olur da çocuğum bana açılmak isterse ben ondan çok daha önce ona açılmış olacağım; çünkü trans olmakta, gey/lezbiyen/biseksüel olmakta yanlış bir şey olmadığına yürekten inanıyorum ve bütün üzüntülerimizi anlamam için bu yeterli. Sizi anlıyorsam bu sizi anlamak için vakit ayırıp sizi dinlediğim için. Bir zahmet büyük cümlelerinizden önce siz de bunu yapıverin; çünkü bir kere de hareketin içinde ayrımcılığa maruz kalmak istemiyorum ve gittikçe hareketten uzaklaşıyorum.

10 yorum:

  1. her konuda ve yerde olduğu gibi burada da alt yapısızlık kendini gösteriyor ve gösterecek...bana göre sen doğru yoldasın...her konuyu gayet güzel irdeliyor ve empati gösteriyorsun...

    YanıtlaSil
  2. facebook'ta yazıyı paylaştıktan sonra bir saat içinde 8 kadar trans erkek beğenmiş yazıyı...

    YanıtlaSil
  3. o gece sigaramı yaktığın için teşekkür ederim. bir gün ben de seninkini yakarım yada başka bir güzellik... birçoğumuz rahatlayamıyoruz. çoğumuz benliğimizi kabul etmekte güçlük çekiyoruz. çok canti ve havalı gözüksek de.
    eleştirilerinde çok haklısın.
    aidiyet yeni hapishaneler üretmekten başka birşey üretmiyor.
    en güzeli her birimizi ve kendimizi hallerimizle kucaklayabilmek...
    dayanışmayla. noir

    YanıtlaSil
  4. sanki senmişsin gibi oldu sen teşekkür edince:) aklama ihtiyacı duydum:) her daim hassasiyeti olan insanlara haksızlık etmek de istemem...

    YanıtlaSil
  5. o gece biz de bu konuyu konuştuk ya düşündüm ben acaba öyle bir tavırda bulundum mu diye. fikrini yazdığın için teşekkür ederim, çünkü okuyunca kendimi eleştirebildim. büyük şans.

    YanıtlaSil
  6. ı-ıh sen de değilsin :) ama senin yanında oldu... sana dert yandıktan yarım saat sonra hatta.

    YanıtlaSil
  7. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  8. güzel tespitler yapmışsın, üçüncü paragrafta sordukların benim de sorguladığım şeyler... şahsi bir itham olarak söylemiyorum; ama bunların çoğu dillendirenler tarafından aksi pratiğe dökülmeyen şeyler... transfobik olduğu için Tek Yön protesto edileceği zaman hareketin en aktif isimleri öne atılıp "yapmayın ayol, bi tanecik mekanımız var" der örneğin... Çoğunluğun azınlığa tahakkümü mü yoksa derinden dert edinmeden dile döktüğümüz eleştiriler olmasından mı ondan hala emin değilim...

    YanıtlaSil
  9. Şimdi bildim o zaman olayı.. Ayrıca troublegumm adlı arkadaş da ne güzel yazmış. Benzer şeyleri geçenlerde yine konuşmuştuk. Aslında bu "hareket" dediğimiz bizim hiç de marjinal olmadığımızı göstermek değil mi biraz da? Oysa zaman zaman marjinalmiş gibi görülmek bizim de işimize geliyormuş gibi davranıyoruz. Sanki çok acayip hayatlarımız varmış gibi. Halbuki kimseden bir farkımız yok. Evde sarma sarınca kimse şaşırmasın istiyorum, sokakta sevgilimi öpünce şaşırmasın istediğim kadar:)

    YanıtlaSil
  10. hah işte! ben de sarma sarınca "sen bi zamanlar kadındın tabii anlarsın böyle işlerden" de denmesin, o gün bi şeyle uğraşmak istemiyorsam da "erk-ek mi oldun başımıza, kalk da yardım et" de denmesin istiyorum! ben hiç kadın olmadım ve hep ne kadar erkektiysem hala o kadar erkeğim. bırakın herkes olduğu gibi olsun yahu... sokaktakine dönüp "sana ne sana nee" diye şarkı söyle sonra dön aynısını kendin yap, ne ala mualla...

    YanıtlaSil

lütfen başlıkla ilgili yorum yazın, bana ulaşmak için transsicko@hotmail.com adresini kullanabilirsiniz