Leyla Abla/ Ailenin Aileye Açılması

5-6 hafta oluyor evi artık iyiden iyiye yerleştirdiğimizde annemi çaya davet ettim; ama o gün çok kar bastırdı iptal oldu. Olsun anne, dedim; yemek masası da gelsin, ben seni şöyle kraliçeler gibi yemekli falan ağırlarım, dedim, gülüştük : ) Leyla Ablanı aramak istiyorum; ama evde uğraşmak istemiyorum, belki dışarda görüşürüz, dedi.
Şimdiye kadar anlatmadım ama burada Leyla Abla'yı anlatmalıyım:  Leyla Abla hayatımdaki en önemli kadınlardan : ) Annemin ilk mezun ettiği öğrencilerden biri. Ben küçükken çok hasta olduğum için, evden çıkmayayım diye, bir süre evde o bana bakmıştı... Bir süre dediğim üç yılı geçkin galiba. Hem oyun arkadaşımdı hem çok severdim hem o beni çok severdi hem yumuşak kalpliydi...  Ana okullarında yapılanlar gibi faaliyet falan da yapardık : ) Aileden biri gibiydi; ama ara ara iletişimimiz kopardı. Sonra bir araya gelince, dün ayrılmışız gibi olurdu... O, biraz annemin kızı gibiydi, ben biraz onun çocuğu gibiydim... Bir süredir yine kopmuştuk, özellikle şehir dışında yaşadığım için ben kopmuştum, annemle en azından telefonda konuşuyorlardı. Yine bir konuşmalarında annem geçişi anlatmış.Tabii Leyla Abla'yı daha fazla anlatmam gerek; çünkü annem çok sık görüştüğü birkaç yakın arkadaşını benim açılmamdan sonra kaybetmişken Leyla Abla'yla konuşabilmesini anlamlandırabilmek zor olacaktır öteki türlü... Leyla Ablalar Alevi'dir, kocaman bir aileleri vardır, Ankara'nın biraz dışında otururlar, kanaatkar bir yaşamları vardır ve alabildiğine temiz yüreklidir hepsi. İnsanlıktır dertleri yani, yargılamazlar kimseyi öyle... Annem anlattığında bilememiş ne diyeceğini, beni aradığında anlattı sonra... İlk başta kızmış annem ona "ben fark etmiştim de konduramamıştım, sen hiç fark etmedin mi" demiş, ne diyeceğini bilememiş Leyla Abla, "sonra acaba yaptığımız bir şeyden mi gibi saçma bir soru sorunca da payladı beni" dedi : ) Savunmuş o zaman da, açıklamış, annem işte... Neyse ağlaşmışlar karşılıklı, numaramı almış, aradı bir gün, numarası kayıtlı bile değildi. Leyla Ablan ben, deyince nasıl mutlu olmuştum anlatamam, çok özlemişim... Aramaya çekindim başta, konuşmak istemezsen belki diye, demişti o telefon konuşmasında, o kadar karşısındakini düşünür... Olur mu hiç Leyla Abla, dedim, "sen sorun etmedikçe ben niye görüşmek istemeyeyim..." "Olur mu öyle şeeey" demişti hemen, çok merak ettiğini, görmek istediğini söyledi, sesime çok şaşırmıştı, "tonlamaların aynı baban gibi, sanki babanla konuşuyorum" demişti. Uzunca konuştuktan sonra Ankara'ya geldiğimde görüşmek üzere sözleşmiştik. Sonra Ankara'ya geldiğimde evlerine gittim, eşi hiç zorlanmadan tanıdı beni, iki oğlu da büyümüş... Ben en son küçük oğlunu bezli görmüştüm, o bile ilkokul yaşına gelmiş, öteki liseli... Leyla Abla beni nerelere sığdıracağını bilemedi, "gözlerinin bakışı hep aynı" dedi, ona göre yüzüm çok değişmemiş, çocukluğumdaki gibiymiş, dudaklarım falan hep aynıymış : ) Onun ailesini de görmeye gittik hatta o gün, onlar da çok sıcak davrandılar... Kısacası telefondaki o yakınlık görüştüğümüzde garip bir şeye dönüşmedi, çok mutlu ayrıldım yanlarından... Eşi, sonra, beni bırakırken "beni bir abin say, sıkıldım de gel, saat fark etmez" gibi bir abi konuşması bile yaptı hatta : )
Neyse birkaç ay sonra da annemin organizasyonuyla buluştuk işte. Sonra Leyla Abla (hepsini tanıdığı için) babamı, babannemi, anneannemi sordu. Annem şöyle dedi: "Annemle geçenlerde konuştuk, sağlığı her zamanki gibi, tabii X (babam), Y (ben) nasıl diye sordu, tabii o eski isimle soruyor hala... Ben de, 'iyi! valla aslan gibi bir oğlum oldu' dedim!" Anne cidden dedin mi böyle, dedim. Dedim tabii, dedi. E o ne dedi, dedim. Onun da kaderi oymuş, yavrum, o da bunu çekecekmiş falan dedi, anneanneni bilirsin kaderci yaklaşıyor o, dedi. O arada "Çok da yakışıklı oldu maşallah", dedi Leyla Abla. Annem de... Çok hoşuma gitti, koltuklarım kabardı : )
Sonra annem Leyla Abla'ya bir oğlunun olmasının iyi taraflarını anlatmaya başladı: "Sinemaya gitmek isterim, dışarıda bir şey yapmak isterim, adam çıkmaz, şimdi takıyorum koluma istediğim yere gidiyorum, beraber çıkıyoruz, eğleniyoruz... Güvenli de" minvalinden laflar... Baktım ki, meğer annem bayağı oğulcuymuş : ) Sonra Listag'da olanları anlattı Leyla Abla'ya, başka ailelere bizim yaşadıklarımızı anlattıklarını, bir nevi yol gösterdiğini yani... Öyle uzun uzadıya da konuşulmadı geçişim hatta, evi falan sordu Leyla Abla sonra da dertleşmeye başlayıp beni unuttular hatta : P  "o kadar normalleşmiş artık her şey demek ki" diye düşündüm... Sonra konu açılmam sırasında kendi önyargıları yüzünden annemden uzaklaşan, annemin çok çok yakın bir arkadaşına geldi, aynı zamanda Leyla Abla'nın da eski öğretmenidir kendisi, annemle 25 yıl boyunca can ciğerlerdi, annemin hala üzgün olduğunu gördüm... Kayıplar vardı, üzüntüler ve izleri vardı; ama her şey normalleşmişti işte... Annemle belki yıllardır olmadığı kadar yakındık, buruk da olsa sevindim buna...

2 yorum:

  1. Yazıyı yüzümde bir gülücükle okudum valla :)

    Buarada nasıl yorumlarsan yorumla ama ben de hiçbir erkek arkadaşımın yanında olmadığım kadar güvende hissediyorum senin yanında.

    YanıtlaSil
  2. eneem, utanırım :M (kih kih kih) :)

    YanıtlaSil

lütfen başlıkla ilgili yorum yazın, bana ulaşmak için transsicko@hotmail.com adresini kullanabilirsiniz