Rekabet

Kaldığımız yerden sürdürelim:

Testosteronun davranışlarda da bazı değişikliklere yol açtığını söylemiştim: araştırmalara göre; "3 boyutlu algılamayı kolaylaştırır; ama empatik düşünme veya detaylara dikkat etme, detayları hatırlama, hızlı ve akıcı konuşma gibi becerileri köreltir..." Ayrıca "testosteron rekabet ve yarışma duygusunun artmasında etkili oluyor"; kaslanmayı sağladığı gibi, -kaslanmanın spora yatkınlığı arttırdığını kabul edersek- spor yaptıkça  yani rekabet ettikçe de testosteron salgılanımı artıyor... Yani rekabet ve testosteron arasında bir al gülüm ver gülüm ilişkisi var. Futbolcuların iki kelamı bir araya getiremiyor olmaları da eminim bununla ilgilidir.

Sadece araştırmaların demesi bunlara inanmam için pek yeterli değil, bazen onlara güvenilir olmuyorlar; ama bu konuda durum öyle değil; çünkü kendimde de fark ediyorum bunları. Eskiden önem verdiğim herhangi biriyle yaptığım bir konuşmayı satır satır hatırlardım, şimdi benim için dünyada en önemli insan, hangi cümlemin onu kırdığını belirttikten bir hafta sonra ne demişti hatırlayamayabiliyorum. Hızlı ve akıcı konuşma da çok çok az olsa da etkilendi. Rezalet! Bu sevdiğim özelliklerde kayıplara uğrarken zaten zor zaptedilir seviyedeki rekabetçiliğim de daha bir arttı üstelik.

Tabii ki testosteron kullanmaya başladığınızda bunları yaşayacaksınız demek değil bu, her zihni her karakteri kendi avantaj ve dezavantajlarına göre etkileyecektir hormon.... Genel geçer bir şey söyleyecek olursam id'e yani alt benliğe kapılmayı kolaylaştırıyor fazladan testosteron (bu yüzden sürekli doktor kontrolünde hormon kullanın kendiniz alıp başlamayın diyorum; bunu sonra, başka bir yazıda detaylandırırım). Beynimden gelen mesajlar küt ve bencil olmanı sağlamaya çalışıyor sanki. Fizyolojik gereksinimlerine kapılmak, onlar karşılanmıyorsa tepki vermek konusunda seni itekliyor gibi (ya da ben karşı koymak için çok direndiğim için bana öyle ettirgen geliyor)... Tabii dediğim gibi, her karakteri kendi avantaj ve dezavantajlarına göre etkiler... Ben mesela rekabete, hep kazanmayı istemeye yatkın biriydim her zaman, beni oradan vuruyor. Elbette çok basitçe, rekabet etmeyi reddederek bu durumdan sıyrılabileceğimi düşünebiliriz: "Tabii canım isteyen karşı koyar kolayca" mıı??? Hmm, 40 aydır testosteron kullanan biri olarak ben bundan o kadar da emin olamıyorum. Kolay olmadığı kesin.

Burada önemli soru şu: beynimizin, biyolojimizin, hormonlarımızın kontrolünde miyiz?? Hayır. Neyse ki o kadar ilkel değiliz. İd, Ego, Süperego 3'lüsü hepimizde var... Uygun bir benzetme olacak sanırım: Hormonlar sürekli tetiği çekiyor da ben eminiyet kilidiymişim gibi hissediyorum. Birden fazla mermi aynı anda ateşlenmese de tutmaya muktedir olsam diye ümit ediyorum.

5 yorum:

  1. Pınar Öğünç'ün şu sözleri geldi aklıma son kısımı okurken, paylaşayım dedim... Biyolojilerimizden ibaret değiliz.

    http://www.youtube.com/watch?v=iuP9B7ibtZs

    YanıtlaSil
  2. bende böbrek nakilli heteroseksuel evlı bır bayanım. halen kortızon kullanıyorum ve omur boyu 1 ilaçta olsa kullanacagım. kortizonda unutkanlık(ki ben nerede olduğumu bile unutuyordum ilk ameliyat olduğumda), odaklanamama, aşırı sinirli olma(hatta evde çanakk tabak ne varsa kırma), uykusuzluk gibi sorunlar yaşadım. ancak artık zaman ilerledi ve böyle şeyler yaşamıyorumm normal insan oldum desem mi ki:)))çoğu insana göre normal değilim(yedek parça değişimi yaptık ya:))) yaşadıklarınızı ve yazdıklarınızı takip ediyorum. sizde bizimkiler yani organ nakilliler gibi etiketi yapıştırılanlardansınız. insanların ne dediğini çokta takmamak lazım. haklı mücadelenizi destekliyorum. sizi tanımasamda kardeşim gibi seviyorum umarım hayatınız daha yaşanabilir ve güzel olur. mutlu olun mutlu kalın. arife

    YanıtlaSil
  3. berk mümkünse bir aç sorum olacak sana ne olursun bana yardımcı ol ..

    YanıtlaSil
  4. bana transsicko@hotmail.com dan ulaşabilirsiniz

    YanıtlaSil
  5. bana transsicko@hotmail.com dan ulaşabilirsiniz

    YanıtlaSil

lütfen başlıkla ilgili yorum yazın, bana ulaşmak için transsicko@hotmail.com adresini kullanabilirsiniz